Safer Ayı Uğursuz mudur?

Kayıt Tarihi : 10 .12.2018
(0) Yorum
(3199) Görüntüleme
(7) Teşekkür
Editör : İzzet EKER

Safer Ayı Uğursuz mudur?

“ Kişinin en uğurlu ve en uğursuz organı iki çenesi arasındaki dilidir… “ Hadis-i Şerif

Kamerî ( Hicri ) takvimin ikinci ayıdır Safer.

Vuslâtların, sıkıntılardan kurtuluşların ve Kerbela olayı dolayısıyla gözyaşlarının sel olduğu Muharrem ayından sonra gelen aydır “ Saferü’l-Hayr ”.

Kelime anlamı itibariyle boş olmak, hâlî olmak demektir.  Matematiksel bir ifade olarak kullandığımız “ sıfır “ kelimesi ile aynı kökten gelmektedir.

İçinde yaşadığımız toplumda yaygın olarak kabul edilen bir inanıştır Safer ayının uğursuz bir ay olduğu, bu ayda yapılan nikâhların bâtıl olduğu, bu ayda başlanan işlerin sonuçsuz kalacağı ve doğacak çocukların hayırsız olacağı…

Bu yanlış ve sakat anlayış bizlere, şirki hayat prensibi edinmiş ve Cahiliye geleneğini benimsemiş Araplardan geçmiştir.

Onların inanışına göre Safer Ayı uğursuzlukların insanların üzerine çığ gibi yağdığı bir ay olarak algılanmaktadır. Bu yüzden dolayıdır ki bu ayda yapılan nikâhları bâtıl saymışlardır.

Fakat Hz. Aişe bunun bir saçmalık olduğunu belirtmek için “ benim nikâhımda, zifafımda safer ayında idi “ buyurarak bu tip hurafelere inanılmaması gerektiğini vurgulamıştır.

Peki, Safer Ayının uğursuz sayılmasının sebebi nedir diye sorduğumuzda karşımıza şu sonuç çıkmaktadır:

Merkezi bir otorite kurmaktan yolsun olan ve kabileler halinde yaşamaya alışmış olan Araplar birbirleriyle sürekli savaş halinde idiler. Sadece dört ay barış içinde yaşarlar, bu aylarda rahatça ticaretlerini yaparlar ve panayırlara katılırlardı. Bu barış içinde yaşadıkları dört haram ay; Zilkâde ( 11.ay ), Zilhicce ( 12. ay ), Muharrem ( 1. ay ) ve Recep ( 7. Ay ) aylarıdır.

Sürekli birbirleriyle mücadele içinde bulunan Arap kabilelerinin, ard arda gelen üç haram ay boyunca birbirleriyle savaş yapamayacak ve yağmada bulunamayacak olmaları çok ağır geldiğinden dolayı (!) zaman zaman Muharrem Ayı ile Safer’in yerini değiştirmişler ve böylece Zilkade ve Zilhicce’den sonra bir ay daha savaşarak o içlerindeki vahşi duyguların törpülenmesini önlemek istemişlerdir.

Hatta bu husus Kur’an-ı Kerim’de Tevbe suresinin otuz yedinci ayetinde “ haram ayları ertelemenin sadece kâfirlikten ileri gittiği “ şeklinde açıklanmıştır. 

İşte bu yüzden dolayıdır ki; Allahın haram kıldığı ayların sırasını değiştirerek kafalarına göre Muharrem ayını helal aylar arasına alan Arapların kervanları yağmalamaları, umreye gelen insanları taciz etmeleri, evleri basmalarından dolayı insanlar “ saferü’l-hayr “ diye isimlendirilen bu ayı uğursuz gibi görmeye başlamışlar ve evlerinde değerli bir eşya bırakmamaya çalışmışlardır.

Şüphesiz hiçbir şeyi boşuna yaratmamış olan ve yarattığı her şeyde bir hikmet olan Allah Teâlâ, ayları ve günleri de uğursuz veya uğurlu olarak nitelendirmemiştir. Bu nitelendirme insanların kendi içinde bulundukları duruma göre değişen, sübjektif bir algıdır.

Bizim için olumsuz olan bir şey karşı taraf için belki de çok olumlu ve faydalıdır. Nitekim Peygamberimizin doğduğu ay olan Rebiu’l-Evvel ayı bizler ve tüm Müslümanlar için büyük bir müjde ayı olmuşken, Ebu Cehil, Ebu Leheb ve Ukbe gibi inkârcılar için ise uğursuz bir ay olmuştur.

Bu tür inanışların hiçbirisi İslam’ın özü ve getirdiği prensiplerle, değer yargılarıyla bağdaşmaz. Bize göre bütün aylar ve günler Allah katında makbuldur. Bize düşen bu zaman dilimlerini en güzel bir şekilde, rızâ-i ilahiye uygun olarak yaşamaktır.

NOT ETTİKLERİM:  Hastalığın, sahibinden bir başkasına kendi kendine sirâyeti yoktur, eşyâda uğursuzluk yoktur. Ükey ve baykuş ötmesinin te’sîri ve kötülüğü de yoktur. Safer ayında uğursuzluk yoktur. Bunlar Cahiliyet hurâfeleridir. “ Hadis-i Şerif

Yorumlarınız (0)

  • Henüz yorum yapılmamış.

Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın

Whatsapp İletişim Hattı